Meme Büyütme

Sekonder bir cinsiyet belirleyicisi olan meme kadınlar için adeta şık bir kıyafetin tamamlayıcısı gibi vazgeçilmez bir aksesuardır. Meme büyütme ameliyatları sıklıkla silikon protezler kullanılarak yapılmaktadır.

Günümüzde düz veya pürtüklü yüzeyli, sıvı veya jel dolu silikonlar mevcuttur. Diğer tip silikonlar pek tercih edilmemektedir. En sık kullandığımız silikon tipi jel silikonlardır. Etrafı kalın bir zarla çevrili silikon protezlerin içi jel silikonla doludur. Vücut için herhangi bir zararlı etkisi olmayan bu protezler vücuda tam uyum sağlamaktadır. Protezlerin dokunmakla, üzerine yatmakla sıkıştırma ile patlaması mümkün değildir. Sıklıkla meme dokusunun altına veya göğüs kasının altına yerleştirildiğinden emzirme gebelik gibi durumlarda herhangi bir problem oluşmamaktadır. Silikonun süte veya bebeğe zarar vermesi kesinlikle söz konusu değildir. Meme kanserine yol açmadığı bilimsel olarak ispatlanmıştır.

Silikon yerleştirilen hastalar göğüslerine daha duyarlı olduğundan olumsuz herhangi bir durumda hekime danışma olasılığı daha yüksektir. Bu sebeple istenmeyen bir durumda erken tanı ve tedavi şansı artmaktadır. Silikon protezlerin kıvamı normal meme dokusuna yakın olduğundan dokunmakla meme altında hissedilmesi mümkün değildir. Silikon protezler koltuk altı, meme başı ve meme altından yerleştirilebilir. Her 3 yöntemde de iz kalmamaktadır. Yerleştirilecek protez boyutu hastanın kullanmak istediği sütyen bedenine göre hasta ile birlikte tespit edilmektedir. Ameliyat sonrası kolların omuzdan hareketi ile bir miktar ağrı oluşabilir. Bu sebeple 2-3 hafta kolların omuzdan hareket ettirilmesi ve ağır eksersiz önerilmemektedir. Silikon sonrası oluşabilecek problemler diğer ameliyatlarla aynıdır. Çok nadiren silikon etrafı vücut tarafıdan oluşturulan ince bir zarla çevrilip şekil bozukluğuna neden olabilir. Bu gibi durumlar küçük müdahalelerde kolayca düzeltilebilir. Modern tekniklerle üretilen silikon protezlerde bu tür komplikasyonlar oldukça nadirdir.

Ameliyat sonrası elde edilen güzel sonuçlarla hastaların kendine güveni artmakta, bu da sosyal yaşamda ve aile içinde mutluluğa sebep olmaktadır.